Talat Bulut, Şevval Sam, Onur Tuna, Eda Ece ve Sevda Erginci’nin başrollerini paylaştığı, yapımcılığını MEDYAPIM’ın üstlendiği, yönetmen koltuğunda Neslihan Yeşilyurt’un oturduğu ve senaryosunu Melis Civelek – Zeynep Soyata’nın kaleme aldığı ‘Yasak Elma’ kadrosuna başarılı oyuncu Zeynep Bastık dahil oldu.
Bastık, 19 Kasım Pazartesi günü saat 20.00’de yayınlanacak olan dizinin 23. bölümünden itibaren ‘İrem’ karakterine hayat verecek.
İrem, Yıldız (Eda Ece) ve Zeynep’in (Sevda Erginci) kuzeni, Taksim’de rock barda solistlik yapan bir karakter olarak izleyici karşısına çıkacakZEYNEP BASTIK KİMDİR, NERELİ, KAÇ YAŞINDA
Zeynep Bastık, 1991 İstanbul doğmuştur. Bir zamanlar Murat Dalkılıç’ın vokalistliğini yapan Zeynep Bastık, daha sonra kendi albümünden çıkış parçası olan Fırça şarkısı ile müzik dünyasına adım attı. Murat Dalkılıç’ın Lüzumsuz Savaş adlı şarkısına birlikte düet yapmışlardır. Adı Mutluluk ve Sil Baştan dizilerinde rol alan Zeynep Bastık oyunculuk kariyerine de adım atmıştır. Fox Tv ekranlarında yayınlanan Umuda Kelepçe Vurulmaz dizisinde Rüya karakterini canlandırmıştı.
Zeynep Bastık kimdir? sorularının gelmesi üzerine şarkıcı oyuncunun 1,65 boyunda, 53 kilogram ağırlığında, Başak burcu ve lise mezunu..
BASIN AÇIKLAMASI YAPACAK
Ferhat Göçer, sosyal medya hesabından konuyla ilgili açıklamada bulundu. Göçer, şunları söyledi:
Dostlar merhaba. Kızımla ilgili (öncelikle onun sağlığı ve geleceği için) özelde kalması gereken konuların, kamuoyunu yanlış yönlendirmeyi amaçlayan bir zihniyetle, dürüstlükten uzak açıklamalarla gündeme gelmiş ve sizleri meşgul etmiş olmasından dolayı çok üzgünüm. Artık zorunluluk haline gelmesi sebebiyle bu çarşamba saat 10.30’da bir defaya mahsus yapacağım basın toplantısında tarafıma karşı öne sürülen planlı, haksız ve art niyetli suçlamalarla ilgili detaylı açıklama yapıp soruları tüm gerçekliği ile cevaplayacağım. Saygılarımla.
“PSİKOLOJİK DESTEK ALIYORUM”
“Baba sevgisine hasret kalmış bir kızım ben. Babam dokuz aydır benimle iletişime geçmiyor. Babamla fotoğraftaki gibi kalmayı çok isterdim. Psikolojik destek alıyorum. Küçükken annem, babam adına hediyeler yollardı. Annemin bizim oturduğumuz siteye girmesi yasaktı. Yan komşumun kızı beni aldı. İki üç saat içerisinde iğnelerle hazırlanıp ortaokul mezuniyetine gittim. Orada babamla olmak istiyordum.”
“ONA ARTIK BABACIĞIM DİYEMEM”
“Hayallerimde bambaşka bir baba yarattım, onun sevgisini hiç hissetmedim. Velayet davalarında hep ‘babam’ dedim.
Hiç bir zaman aramızda baba-kız ilişkisi olmadı. Benim en büyük yaram babam. Keşke şöhret olmasaydı, benim babam olarak kalsaydı. Ben babama aşıktım o işine. Babam arasa ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Ona artık ‘babacığım’ diyemem.”
“EVDEKİ KÖPEĞE KIZIM DERDİ BANA DA TAKOZ”
“Babam ne yaparsa yapsın, ondan vazgeçmedim. Babamın kötü olmasını hiç istemedim. Evdeki kedi köpeğe ‘kızım’ derdi, bana da ‘takoz’ derdi. Babam beni bu kadar sevgisiz bıraktığının farkında değil. Ameliyat oldum. Ameliyat olduktan sonra, beni bırakıp hemşireyle konsere gitti. Bizim güzel günlerimiz bir elin parmağını geçmez. Babam beni anlasaydı, anlatmak zorunda kalmazdım. Ona ‘seviyorum’ dersem hayata tutunamıyorum. Ama ‘sevmiyorum’ da demiyorum”
Uzun süredir nefes darlığı, geçmeyen öksürük, ateş ve halsizlik gibi şik?yetleri bulunan Melek Akkuş’a gittiği sağlık merkezlerinde zatürre de d?hil çok kapsamlı tedaviler uygulandı. Buna rağmen şik?yetleri devam eden Akkuş, son olarak İzmir’deki Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Yapılan tetkikler, tüm vücut taraması PET/BT filmi ile bronkoskopik işlemlere karşın Melek Akkuş’unÿhastalığına teşhis konulamadı. Ancak Akkuş’a akciğer kanseri olabileceği söylendi. Ameliyata alınan Melek Akkuş’un kanser olmadığı, yıllar önce boğazına kaçtığı değerlendirilen ceviz parçasının akciğerine yerleşerek, kanserli kitleÿbenzeri bir görünüm oluşturduğu anlaşıldı.
Üç ay boyunca kanser olduğunu sanan Melek Akkuş, ameliyattan sonra aldığı haberle hem büyük bir şaşkınlık yaşadı hem de çok sevindi. Sevincini ailesi ve doktorlarıyla paylaşan Akkuş, “Yaklaşık bir yıldır sık sık hastanelere başvurdum. Giderek artan bir şekilde nefesim tıkanıyor, bıçak saplantısı gibi bir ağrı ile sürekli öksürüyordum. Bir ay hastanede yatarak zatürre tedavisi gördüm ama buna rağmen bir rahatlama yaşamadım. Akciğer kanseri olabileceğimi öğrenince çok şaşırdım, en çok da evlatlarımın üzülmüş olmasına üzüldüm. Eşimi akciğer kanserinden kaybettim. Onunla aynı kaderi paylaşacağımı sandım. Ameliyattan sonra, yıllar öncesinde farkında olmadan yuttuğum ceviz kabuğunun ciğerimi harap ederek yara oluşturduğunu, kanser olmadığımı öğrenince çok mutlu oldum. Bana bu müjdeyi veren doktoruma ve tüm ekibine çok çok teşekkür ediyorum. Sağlığıma kavuştuğum için çok mutluyum, yeniden doğmuş gibiyim” dedi.